”İçimden gelmiyor.”, ”Başlasam da bitiremiyorum.”, ”Sürekli birinin ya da bir şeylerin beni itmesi gerekiyor.”…
Motivasyon ve Performans
Sınavlarını geçmeye çalışan bir öğrenci, kendisine verilen bir görevi tamamlamaya çalışan bir şirket çalışanı ya da biriken ev işleri için sürekli çabalayan bir ebeveyn; konumu ya da statüsü ne olursa olsun hemen herkesin dönem dönem yakındığı bir sorundur motivasyon eksikliği. Bir işe başlayacak ya da başladıktan sonra istikrarı koruyabilecek enerji ve isteğin olmaması şeklinde ifade edilen bu kavram, bireyin verimliliği ve performansı üzerindeki ana belirleyicilerdendir.
Motivasyonun anahtarı ”Ne istiyorum?” sorusuna net ve makul bir cevap verebilmektir. Ulaşılmak istenen şeyin gerçekte atfedilen öneminin iyi kavranması gerekir. Zira hedef iyi tanımlandığı ölçüde gerçekçi ve istikrarlı bir yol izlenebilir. Bu aynı zamanda hedefin ulaşılabilirliğine dair daha gerçekçi bir perspektif sağlar.
Yapılacak işin sonundaki edinim ve kazanımların unutulmaması ve dahası hedefe ulaşılmış gibi düşünme becerisi kazanma da motivasyonu korumada önemli bir etkenlerdendir. Zorlayıcı bir yükümlülük altında birey süreç içerisindeki zahmetlere ve güçlüklere odaklanır. Zaman zaman bu güçlükler o kadar ağır algılanır ki, kişi ulaşmak istediği hedefe olan uzaklığı, neden ulaşmak istediği ve ulaştığı zaman elde edecekleri konusunda olumsuz bilişlere kapılabilir. Hedefe ve getirilerine odaklanma alışkanlık haline geldiği zaman bu döngü kırılabilir. Burada önemli olan hedefe ulaşmaktan ziyade hedefe ulaşmak için atılması gereken adımları gerçekleştirmektir.
Uzun vadeli ve büyük hedefler söz konusu olduğu zaman, motivasyonu sağlamanın ve korumanın nispeten daha zor olacağı unutulmamalıdır. Bu bağlamda; asıl hedefle bağlantılı küçük ve kısa vadeli hedefler oluşturmak ve uygulamak, asıl hedefe giden yolda motivasyonu diri tutacak ve kişiye daha etkili ve uygun planlar yapma becerisi kazandıracaktır. Bütün dikkat ve çaba başarı ya da başarısızlık üzerine yoğunlaştığı ve bunların etrafında şekillendiği zaman, birey siyah ya da beyazın arasında grinin de olabileceğinin farkına varamaz. Siyah-beyaz düşünce tarzı Bilişsel Terapide sıklıkla çalışılan düşünce hatalarından da bir tanesidir ve genellikle olumsuz duygulara yol açmasıyla öne çıkar. Küçük hedefler koymak ve uygulamak hem kişiye ihtiyaç duyduğu esnekliği hem de bilişsel olarak düşünce hatalarının önüne geçme konusunda kişiye yardımcı olabilir; çünkü kısa vadede daha çok hedefe ulaşan bireyin motivasyonel seviyesinde de olumlu yönde bir değişim olacaktır.
Dışsal ve İçsel Motivasyon
Dışsal motivasyon daha çok bizim dışımızdaki kişilere ya da olaylara bağlıyken, içsel motivasyon tamamen kendimizle alakalıdır. Bir çocuk kendisine verilen bilgisayar oyunu oynayabilme sözü karşılığında o gün tüm ödevlerini yapabilir. Ancak bu uzun vadeli bir motivasyon olmayacaktır. Öte yandan, akademik başarısının geleceği için önemi konusunda ebeveyni tarafından sabır ve nezaketle yönlendirilen ve bilgilendirilen aynı çocuğun, ödevlerini kendi istikbali için yapması gerektiğini anlayıp bunu alışkanlık haline getirmesi daha olasıdır. Burada çocuk içsel bir motivasyon geliştirir. Bu yüzden hayatın zorlu yükümlülüklerini yerine getirirken kalıcı ve istikrarlı bir kararlılık hali için hedefi tanımlamak ve onu daha küçük parçalara ayırarak adım adım ilerlemek, dışarıya bağımlı olmadan içselleştirilmiş bir motivasyon güdüsünü harekete geçirecek adımlardır. Motive olmak için doğru kişi kadar, doğru zamanı bekleyip oyalanmak da bir yanılsamadır. Harekete geçmek için doğru zaman şu andır.
Psikolojik Danışman Göksel AKKAYA