Öfkeye Karşı Koymak: İç ve Dış Ketlemeler

Öfke çok özel bir duygudur ve birden zihnin kontrolünü ele geçirme özelliğine de sahiptir deyim yerindeyse. Öfke anında sağlıklı düşünemez ve kapılmış olduğunuz duygu patlamalarıyla beraber aslında hiç istemediğiniz davranışlar sergileyebilir ve bunun sonucunda da hiç istemediğiniz sonuçlarla yüzleşmek zorunda kalabilirsiniz.

Ancak iyi haber şu ki, öfkeyi kontrol etmek mümkündür. İnsanların agresif ya da saldırgan davranmalarını engelleyecek ketlemeler vardır ve bunlar iç ve dış olarak ikiye ayrılır. Mesela doktorlara kızılmayacağını düşünüyorsanız bu bir iç ketleme örneğidir. Ancak çocuğunuza kötü davranılmasını önlemek için öğretmenin kaba davranışlarına nazikçe tepki veriyorsanız bu dış ketlemeye örnektir. İç ketlemeler daha çok inançlarımızla ve değerlerimizle bağlantılıyken; dış ketlemeler doğrudan veya dolaylı bir biçimde ortaya çıkması olası bir zararın önüne geçmeyi hedeflerler.

Yani iç ketlemeler dış bir tehdit içermez. Bunlar insanların kendi içlerinde yaratmış olduğu kurallarla alakalıdır. Öfkenin doğuracağı sonuçlardan kaçınmak için ortaya koyulan davranış ise tamemen dış ketleme ile alakalıdır.

Öfkenin doğuracağı sonuçları önlemek için kullanılan ketleme kavramı ile; çekingen ve utangaç insanları eleştirmek için kullanılan ‘’kendini ketlemek’’ kavramları arasında ciddi bir fark vardır. Burada ketlemenin kullanımı, sadece öfkeyi değil, tüm duygularını bastıran insanları tanımlamaktadır. Bu insanlar dalgın, soğuk, uzak ve kendi halindedir.

Oysa öfkeli davranışlarımızı kontrol etmek için kullandığımız iç ve dış ketlemeler tam da ihtiyaç duyduğumuz şeylerdir. Bu tür ketlemeleri geliştirmek ve pekiştirmek başlangıçta zor gibi görünse de; bir süre sonra otomatik tepkiler haline gelebilirler. Ve kişileri hiç karşılaşmayı istemedikleri sonuçlardan uzak tutabilirler.

Sızdıran kova betimlemesi

Eğer öfkemizi dışa vurmazsak, içimizde birikerek ciddi sorunlara yol açacağına dair bir algı vardır. Ancak iyi haber şu ki öfkemizi dışa vurmaz ve içimizde baskılarsak, tıpkı taşmak üzere olan su dolu delik bir kovada olduğu gibi, öfke delikten sızıp giderek yok olacaktır. Böylelikle agresif ve saldırgan davranışların neden olduğu sonuçların yaratmış olduğu stresten korunmuş olurken, bir süre sonra da öfkeye dair herhangi bir şey hatırlamama ihtimalimiz de oldukça yüksektir.

Ancak, bu tüm duygularımızı ketlemeye benzemez. Bazı duyguların dışa vurulması gereklidir, çünkü duyguların dışa vurumu insanların birbirini daha iyi anlamasını sağlar. Örneğin anksiyete ya da depresyondan muzdaripseniz, duygularınızı başkalarına açmak sizi sosyal destek almaya bir adım daha yaklaştıracaktır. Bu durum öfke için farklıdır; çünkü öfke negatif dışa vurumları beraberinde getirir ve insan ilişkilerini olumsuz yönde etkilediği için stres ve endişeyi kaçınılmaz kılar.

Öfkeliyken nasıl davranmalısınız?

Bazen kişiler bunun üzerine uzun uzun düşünürken bazen de tamamen dürtüleri ve duygularıyla hareket ederler. Ancak, öfke söz konusu olduğunda ve öfkeye kapıldığımızı fark ettiğimizde nasıl davranmamız gerektiğini düşünmeye çalışmak, ve bu düzlemde davranmak muhtemelen en iyisi olacaktır.

O anda uygun olduğunu düşündüğünüz tavrı sergileyin ve duruma orantılı bir tavır sergilemeye özen gösterin. Unutmayın, öfke diğer duygulardan oldukça farklıdır ve öfkenizi dışa vurmak zorunda değilsiniz! Öfkenizin geçmesini bekleyerek işleri daha iyi hale getirebilir ve devamında daha az kaygılı ve stresli olabilirsiniz. Ayrıca aşırı davranışlardan da kaçınabilme şansınız yükseleceğinden dolayı olası pişmanlıkların da önüne geçme şansını elde edersiniz.

Psikolojik Danışman Göksel AKKAYA