Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) ve Davranışlar

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) yaşayan kişilerin saplantılı düşünceleri onları itkisel davranışlar sergilemeye yönlendirir. Buradaki amaç saplantılı düşüncelerin neden olduğu endişeleri kırmaktır ancak davranışlar nedeniyle içine sıkışıp kalınmış olan kısır döngülerin kırılması oldukça zordur. Değişim için asıl gerekli olan, duruma dışarıdan bakabilmeyi öğrenmektir.

OKB’li insanlara genellikle kendilerini toplamaları gerektiği sık sık öğütlenir. Ancak farkına varılması gereken çok önemli bir nokta vardır burada; eğer ellerinde olsaydı, kendilerini toplamayı kimse onlardan fazla isteyemezdi.

Obsesif Kompulsif Bozukluktan (OKB) muzdarip olan bireylerle beraber yaşayanlar için de OKB ciddi sıkıntılar yaratan bir bozukluktur. Çünkü bu kişiler de yavaş yavaş OKB’ye dahil olmaya başlarlar. Sevdikleri için bir şeylerin kontrolünü yapmak onlara yardım etme isteğinin bir sonucudur, ve zaman içerisinde kirlenmiş nesnelere dokunmaktan ya da belirli sözcükleri söylemekten kaçınabilirler. Bunun bir sonucu olarak da kendilerini kademeli olarak ritüellere, tekrar eden düşünce ve davranışlara katılmış olarak bulurlar, ve böylece kendileri de saplantılıymış gibi davranma eğilimi gösterebilirler.

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) ve Yardım Arama

OKB’si olan insanlar yardım arama sürecinde kendine yardım kitaplarına ya da bilgilendirici kaynaklara 3 nedenden dolayı direnebiliyorlar. Birinci neden, kişilerin kendi sorunları hakkında düşünmenin onları daha kötü bir hale getireceğinden korkmalarıdır. Ancak kişi OKB’si hakkında düşünmekten ne kadar sakınırsa durum da o kadar kötüleşir. Bu sorunların sürmesine neden olur ve süregelen sorunların çözümünü de zorlaştırır.

İkinci neden, insanların başka itki ve saplantıları okumanın sakıncalı olduğunu düşünmeleridir. Eğer bunları okurlarsa benzer saplantı ve itkiler geliştirmekten oldukça korkarlar. Ancak bu görüşü destekleyen herhangi bir kanıta rastlanmamıştır. Saplantıların şekli genellikle aynıdır, sadece içerikleri farklılıklar gösterir. Üçüncü neden de, insanların yardım ve rehberlik kitaplarının ya da benzer bilgilendirici kaynakların sadece belirli türde OKB saplantılarını ve itkilerini ele alacağına inanmalarıdır. Yani kişi daha fazla OKB saplantısı duymaktan ve bunları düşünmekten kaçınmakta ve kendi sorunlarının bu tarz kaynaklarda yer almayacağına inanmaktadır.

Bu tarz desteklerin doğrudan size özgü olan soruna işaret etmeyeceğini düşünebilirsiniz. Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) çok farklı özelliklere sahiptir ve OKB’den muzdarip kişilerin kendine özgü sorunları olduğu da doğrudur. Ancak OKB’den muzdarip insanlar arasındaki ortak özellikler, farklılıklardan çok daha fazladır. Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) aslında çok benzer örüntülerle ortaya çıkar ve kaygı yaratan düşüncelerden kaçınma ve rahatsızlığı en kısa yoldan, yani kaçınarak ya da bastırmaya çalışarak, çözmeye çalışma durumlarına işaret eder.

Obsesif Kompulsif Bozukluğun (OKB) üstesinden gelmenin en yararlı yollarından biri, OKB’nin nasıl işlediğini anlamaktır. Böylece semptomları nelerin sürdürdüğü ve gerçek sorunun ne olduğu konusunda farkındalık geliştirebilirsiniz. Kazanılan bu farkındalıkla beraber kişi içinde bulunduğu anı, düşüncelerini, duygularının ortaya çıkışını ve duygularının nasıl davranışlara neden olduğunu kavrayabilmektedir. Obsesif Kompulsif Bozuklukta (OKB) kişi çoğunlukla düşünce, duygu ve davranışlarının neden olduğu kısır döngüler içerisinde sıkışıp kalmaktadır. Rasyonel olmayan düşüncelerin yaratmış olduğu kaygı ile beraber de kişi hissettiği rahatsızlıktan kurtulmak için çabalar. Ancak, Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) gibi kaygı bozuklukları yaşayan kişilerin ortak özelliklerinden biri kaygıyı yönetme becerilerinin gelişmiş ya da yeterli olmamasıdır. Unutulmamalıdır ki kaygı doğal bir duygudur ve her insan kaygıyı deneyimler. Kaygının iyi yönetilmesi ve kişinin farklı stratejiler geliştirmesiyle beraber de Obsesif Kompulsif Bozukluğun (OKB) ilerleyen süreçte ortadan kalkması beklenir.

Psikolojik Danışman Göksel AKKAYA