Psikolojik sorun denildiğinde literatürde tanımlanmış birden fazla problem vardır. Çoğu problem toplumumuzda da oldukça yaygındır. Ancak yaşanan zorluğun psikolojik bir sorun sayılması için her zaman tanı kriterlerini karşılamasına ihtiyaç yoktur. Kişinin hayatını zorlaştıran, kişinin kendi başına çözemediği, her seferinde en başa döndüğü ve yoğun olumsuz duygular hissettiren her şey sorun olarak kabul edilir. Terapistin amacı tanı koymak değil, var olan sıkıntının olabildiğince hızlı bir biçimde çözülebilmesi için üzerinde durulması gereken sorun alanlarını tespit etmek ve bunlara en uygun müdahaleleri geliştirip uygulamaktır.

Yukarıda da bahsedildiği gibi psikolojik sorunlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve tek bir sorundan bahsetmek mümkün değildir; bu sebeple her sorun kendi doğası içinde ele alınır. Yaşanan sorunların doğası birbirinden farklı olduğundan, tespit edilen soruna yönelik uygulanan müdahaleler de değişiklik gösterir. Bazı sorunlar karşısında sözel teknikler en iyi sonuca ulaşılmasını sağlarken, bazen sözel tekniklerin tek başına yetersiz kaldığı sorunlarla karşılaşılır.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) kanıta dayalı yani bilimsel yönü güçlü bir terapi ekolü olduğundan psikoloji alanındaki gelişmelerden doğrudan etkilenir ve gelişmeleri bir avantaj olarak kullanır. BDT oldukça geniş bir müdahale yelpazesine sahiptir. Sorun ne olursa olsun amaç bu sorunu sürdüren inançların değişimidir ve değişimin kalıcı hale gelebilmesi için de davranışlara yansımasına ihtiyaç duyar. BDT’de değişim açısından ümit vaad eden müdahalenin seçimi ve başarıyla uygulanması oldukça önemlidir. Bu yüzden terapistleri değerlendirirken bu iki madde ayrıca değerlendirilir.